İŞMEN GIDA SAN VE TİC LTD ŞTİ KONYA ŞUBESİNİN WEB SİTESİDİR

   
  İŞMEN GIDA
  Kaçak Şeker
 
'Şeker kaçağı' büyüyor

Türkiye'ye 2005 yılında yasadışı yollardan iç piyasadakinden ucuz fiyatla 500 bin ton şeker girdi. Kaçağın önüne geçmek için maliyetlerin düşürülmesi gerektiği belirtildi

16/12/2005 (642 kişi okudu)

NAZİF İFLAZOĞLU (Arşivi)

ANKARA - Türkiye'de şeker kaçakçılığının ciddi boyutlara ulaştığı belirtildi. 2005 yılında yasadışı yollardan Türkiye'ye 500 bin ton şeker girişi olduğu ileri sürülürken, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki sınır kapılarının Türkiye'deki kaçakçılığın merkezi haline geldiği, en çok Suriye ve İran üzerinden kaçak şekerin girdiği belirlendi. Şeker Fabrikaları Genel Müdürlüğü, şekerin diğer yöntemlerin yanı sıra hayvan sırtında da getirildiğine ve yurtiçinde ambalajlanarak piyasaya sürüldüğüne dikkat çekerken, "Kaçakçılığın önüne geçilebilmesi için maliyetlerin düşürülmesi, etkin bir piyasa denetimi, gümrük kapılarının daha sıkı kontrol edilmesi ve bu konuda caydırıcı cezai müeyyidelerin tavizsiz bir şekilde uygulanmasının" zorunlu olduğunu açıkladı.
Türkiye'deki şeker kaçakçılığının boyutlarını TBMM gündemine taşıyan AKP Karaman Milletvekili Mevlüt Akgün, 'kaçak şekerle ilgili çalışmaları, kaçakçılığın nedenlerini, hangi ülkelerden, hangi yollarla kaçak şeker girişi olduğunu ve kaçakçılığın önüne geçmenin tek yolunun Şeker Fabrikaları'nı özelleştirmekten geçip geçmediğini' sordu. Akgün'ün soru önergesini bir bilgi notuyla yanıtlayan Türkiye Şeker Fabrikaları Genel Müdürlüğü, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki sınır kapılarından Türkiye'ye kaçak olarak şeker getirildiği, bu şekerin ambalajı değiştirilerek yurtiçi satış fiyatının çok altında fiyatlarla satıldığına dair ihbarlar alındığı bilgisini verdi. Bu ihbarlar doğrultusunda İçişleri Bakanlığı, İller İdaresi Genel Müdürlüğü ve Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı ile valiliklerden gerekli önlemleri almalarının istendiği belirtilirken, Türkiye'ye, güvenlik güçleri tarafından yakalanan miktarın çok üzerinde kaçak şeker girişinin olduğu dile getirildi. Bilgi notunda, 'Yurtiçi şeker satışlarını artırmak için yapılan vadeli ve iskontolu satışlara rağmen yurtiçi satış miktarının beklenen seviyede artmaması ve kişi başına şeker tüketiminin 1998 yılında 32.7 kilogram, 2001 yılında 28.8 kilogram olmasına ve nüfus artışına paralel olarak kişi başına tüketimin artması gerektiği halde 2004 yılında 26.3 kilogram oluşunun bu tespitleri doğruladığı' vurgulandı. Bilgi notuna göre, sınır bölgelerine yakın fabrikalarda yapılan araştırmalarda da kaçak şeker genellikle ambalaj değişikliği ile yurtiçi ambalajlara konularak ucuz fiyatla ve faturasız olarak satılıyor. Şeker kaçakçılığının temel nedeni de dünya fiyatları ile yurtiçi şeker satış fiyatı arasındaki farktan kaynaklanıyor.

Katırla taşıyorlar
Türkiye'ye en fazla kaçak şeker Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki sınırlardan geliyor. Kaçak şeker, toplu taşıma araçlarında yolcularla birlikte veya gümrük kapılarından değişik adlarla Türkiye'ye sokulurken, sınır bölgesinde katırların sırtında da getiriliyor. Bilgi notunda, Şeker Fabrikaları'nın özelleştirilmesinin kaçakçılığın önlenmesinde etken olmadığı ifade edildi. AKP Karaman Milletvekili Mevlüt Akgün de, Türkiye'de şeker fiyatlarının düştüğünü, bunda rekabetin yanı sıra kaçak şeker girişinin de rolünün yüksek olduğunu dile getirdi. Türkiye'ye en çok Suriye ve İran gibi ülkelerden kaçak şeker girişi olduğunu belirten Mevlüt Akgün, şeker kaçakçılığında petrol kaçakçılığından çok daha büyük paraların döndüğünü ileri sürdü.


Şeker kaçakçılarının, faaliyetlerini kamufle edebilmek, piyasaya daha rahat ürün sürebilmek ve karını artırabilmek için, şekeri kesme şeker olarak işlemeye yöneldiği belirlendi.
 
 

ANKARA - Kesme-küp şeker tesisi olarak üretim izni alan firmalar, yurt içindeki fabrikalardan, kaçak şeker işleme faaliyetlerini kamufle etmek için düşük miktarlarda şeker alırken, İran, Irak ve Suriye’den getirdikleri yüksek miktardaki şekeri burada işleyerek, yurt içi piyasaya sürüyor. Firmalar, şeker kaçakçılığı ile vergi kaybına neden olup, haksız rekabet yaratırken, küp-kesme şekere dönüştürdükleri şeker ile karlarını daha da artırıyorlar.

Doğu ve Güneydoğu’da, son aylarda, çok sayıda firmanın kesme şeker tesisine üretim izni almak için Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’na başvurduğu belirtilirken, bakanlığın görüş sorduğu Şeker Kurumu’nun, denetimi zor olduğu gerekçesi ile buna olumsuz görüş bildirdiği öğrenildi.

Doğu ve Güneydoğu’dan, emniyet kurumları ve savcılıklar tarafından Şeker Kurumu’na gönderilen çok sayıda şeker örneğinden yüzde 72’sinin, yapılan analiz sonucunda, Türkiye’de üretimi olmayan kamış şekeri olduğu belirlendi. Kurum, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ve ilgili kurumların işbirliği ile kaçak şekerle mücadeleyi hızlandırıyor.

KAMIŞ ŞEKERİ İLE PANCAR ŞEKERİ AYRILABİLİYOR
Kaçak ve kayıtdışı şekere yönelik mücadele amacıyla, öncelikle bilimsel altyapı oluşturuldu. Şeker Kurumu, kaçak şekeri belirlemek için, TÜBİTAK ile gerçekleştirdiği işbirliği sonucunda, geçen yıl Kasım ayından itibaren kamış şekeri ile pancar şekerini ayıran analizler yaptırmaya başladı. Analiz
sonucunda, bir şekerin şeker kamışından mı şeker pancarından mı üretildiği belli oluyor. Türkiye’de şeker pancar şekerinden üretilirken, kamış şekerinin varlığı, kaçak şeker girişini ortaya koyuyor.

Şeker Kurumu, analiz yaptırmaya başladıktan sonra, geçen yıl Kasım ayında, valiliklere, emniyet müdürlükleri ve cumhuriyet başsavcılıklarına bir yazı göndererek, kaçak şekerin kesin olarak tespiti açısından, kaçak şüphesi ile ele geçirilecek şekerlerden alınacak numunelerinin ambalaj örnekleri ile birlikte Şeker Kurumu’na gönderilmesini istedi.

O dönemden bu yana kuruma 255 civarında örnek ulaştırılırken, analizler sonucunda 184 örneğin, yani yüzde 72’sinin kamış şekeri olduğu belirlendi. Kurum, sonuçları hem ilgili güvenlik güçlerine hem de Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’na bildirirken, böylece, şeker kaçakçılığı ile ilgili çok sayıda davanın açılmasını da sağladı.

KESME ŞEKER TESİSLERİNİN SAYISINDA ARTIŞ
Kaçak şeker ile mücadele yoğunlaştırılırken, özellikle Doğu ve Güneydoğu’da çok sayıda kesme şeker tesisi kurulduğu dikkati çekti. Yapılan incelemeler sonucunda, İran, Irak, Suriye’den kaçak yollarla getirilen şekerin, bu tesisler tarafından kesme-küp şeker olarak işlenerek piyasaya sürüldüğü, bu tesislerin kaçak şeker işini kamufle etmek amacıyla kurulduğu belirlendi. Bu firmaların, kaçak şekeri kamufle etmek için yurt içindeki firmalardan az miktarda şeker alırken, yüksek miktarlardaki kaçak şekeri işledikleri, her hangi bir şikayet durumunda da yurt içinden satın aldıkları şekere ilişkin belgeleri gösterdikleri ortaya çıktı.

ANKARA’DA BİLE KAÇAK ŞEKER ÇIKTI
Şeker Kurumu Başkanı Azmi Aksu, kaçak şekerin Ankara’ya kadar girdiğini belirterek Azmi Aksu, Ankara’da Gimat’ta kesme şeker tesislerinde yapılan denetimlerde, birkaç firmanın kaçak şeker kullandığını belirlediklerini açıkladı.

Firmaların, kesme-küp şeker tesisi kurarken, kaçak şeker işini kamufle etmek yanında, karlarını artırmayı da hedeflediği belirtiliyor. Toz şekerin kilosu piyasada 2 YTL’ye satılırken, kesme-küp şekerin satış fiyatı 2,5-3 YTL’ye çıkıyor. Yurt içinde üretilen şekerin 50 kg’lık torbalardaki satış fiyatı 89-90 YTL iken, şeker kaçakçıları, 50 YTL’ye getirdikleri ucuz şekeri, küp şeker haline getirip 100-120 YTL’ye satarak karlarını artırıyorlar.

AMBALAJLAR TAKLİT EDİLİYOR
Kaçak şeker ile mücadele sırasında, şeker kaçakçılarının yurt içindeki şeker fabrikalarının ambalajlarını bile taklit ettiği ortaya çıktı. Yurt içindeki şeker fabrikalarının ambalajına benzer ambalajları, çuvalları kullanan şeker kaçakçılarının, bu ambalajlar üzerine üretim seri numarası, fabrika damgası gibi işaretler yaptığı belirlendi. Bazı kaçakçıların ise kaçak şekeri yerli şeker ile karıştırarak piyasaya sürdüğü belirlenirken, analizlerde pancar ve kamış şekerinin karıştırıldığı ortaya çıktı.

Verilen bilgiye göre, bazı şeker işleme firmaları, kaçak şekeri kamufle etmek için, TASİŞ mağazalarından aldıkları faturaları kullanıyorlar. Gümrüklerde yakalanıp, daha sonra TASİŞ tarafından satışa çıkarılan kaçak şekeri alan firmalar, denetimlerde bu faturaları göstererek, “Gümrüklerden aldığım şekeri kullanıyorum” diye savunma yapıyor. Ancak, gümrüklerden aldığı az miktarda ürüne karşın, kendisi çok daha fazla kaçak şekeri işliyor.

SAĞLIK AÇISINDAN DA RİSKLİ
Şeker Kurumu yetkililerinin verdiği bilgiye göre, kaçak yollarla kontrolsüz şekilde ülkeye sokulan şekerde, genetik modifiye ham maddeden üretilebilmesi yanında, kolera, vb. bulaşıcı hastalıkların yaygın olarak görüldüğü az gelişmiş ülkelerden getirilmesi halinde hastalık taşıma riski de bulunuyor.

 
 
  Bugün 6 ziyaretçi (6 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol